• Bir Ayet
  • Bir Hadis
  • Namaz Vakitleri
  • Hava Durumu
  • "Görmedikleri hâlde Rablerinden korkanlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır. Sözünüzü gizleyin, yahut onu açığa vurun; (fark etmez). Şüphesiz Allah, sinelerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilir. Yaratan bilmez mi? O, en gizli şeyleri bilir, (her şeyden) hakkıyla haberdardır."(Mülk, 12-14)
  • "Her kim aşura gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa Cenab-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder."(et-Tergîb ve'l-Terhİb 2/116)
  • için namaz vakitleri
    İmsak 06:35Güneş 08:06Öğle 13:00İkindi 15:22Akşam 17:43Yatsı 19:09
    • 5°C Kocaeli
    • 10°C İstanbul
    • -1°C Ankara
    • 8°C Rize
  • BIST: 10918.51 0.00
  • Altın: 5778.827 0.68
  • Dolar: 42.5249 -0.07
  • Euro: 49.6061 -0.09

Türkiye'nin Ekonomik Çıkmazı: Döviz, Faiz ve Cari Açık Sarmalı

Aziz Gökhan Karakuş

Türkiye olarak içinde bulunduğumuz ekonomik durum, gerçekten de döviz, faiz ve cari açık üçgeninde düğümlenmiş durumda. Şunu çok net görüyorum ki, hepimizin döviz tutma eğilimi, yani paramızı dövizde tutma isteğimiz, aslında cari açığı daha da derinleştiren en büyük etkenlerden biri. Ülke olarak kazandığımızdan fazla döviz harcadığımız sürece bu açık kapanmıyor ve sürekli bir dış finansman ihtiyacı doğuruyor.

Bu finansmanı bulabilmek için ne yazık ki yüksek Türk Lirası faiz oranları vermek zorunda kalıyoruz. Evet, bu faizler kısa vadede bir miktar döviz çekmemizi sağlıyor olabilir; ancak bunun bedeli çok ağır. İşletmelerimizin ve devletin borçlanma maliyetlerini şişiriyor, bu da enflasyonla mücadelemizi sekteye uğratıyor. Faizler sadece döviz çekmek için bir araç haline geldiğinde, fiyat istikrarını sağlamak imkansızlaşıyor. Bu durum, bizzat yaşadığımız bir gerçek.

Asıl Sorun: İthalatın İhracatı Karşılamaması

Benim gözümde, bu tablonun temelinde yatan en büyük sorun, Türkiye'nin ithalatının ihracatını karşılayamamasıdır! Bu yapısal sorun devam ettikçe, ülkemizin döviz ihtiyacı da bitmiyor. Döviz ihtiyacı bitmedikçe faizleri istediğimiz seviyeye indiremiyoruz. Dış açık kapanmadığı sürece de, sürekli bir döviz arayışı içinde olmaya devam edeceğiz.

Son yıllarda beni özellikle endişelendiren bir başka konu da var: Yurt dışına gayrimenkul alımı yoluyla gerçekleşen servet kaçışı. Zaten ülkede bir döviz darlığı yaşanırken, varlıklı kesimlerin bir kısmının paralarını yurt dışına, özellikle de gayrimenkul alımına çıkarması, cari açığı daha da büyütüyor. Bu durum, milli servetimizin dışarıya akması anlamına geliyor ve bence çok büyük bir tehlike arz ediyor.

Benim Gördüğüm Çözüm Yolu: Radikal ve Sürdürülebilir Adımlar

Peki, bu kısırdöngüyü nasıl kıracağız? Benim inancım o ki, kısa vadeli çözümler yerine, uzun vadeli ve radikal adımlar atmamız şart:

Üretimde Verimlilik ve Katma Değerli İhracat: Yüksek faizlerle döviz aramak yerine, kendi dövizimizi üretmeliyiz. Bunun yolu da olabildiğince az ithalat yapıp çok ihracat dengesini kurmaktan geçiyor. Yani, üretimde verimliliği esas alarak, katma değerli ihracat yapan firmalarımızı teşviklerle desteklemeliyiz. Bu sayede hem dışa bağımlılığımız azalacak hem de daha fazla döviz kazanacağız.

Enerji Bağımsızlığı: Güneş Panellerine Yatırım: Cari açığımızın önemli kalemlerinden biri enerji ithalatı. Ben inanıyorum ki, yurt dışına enerji için çıkan bu devasa parayı ülkemizde tutabiliriz. Nasıl mı? Türkiye'nin sahip olduğu muazzam güneş enerjisi potansiyelini tam anlamıyla kullanarak! Güneş panelleriyle kendi enerjimizi üretmek, hem döviz çıkışını durduracak hem de çevre dostu bir geleceğin kapılarını aralayacak.

Kura Müdahale Etmeme Cesareti: Bence doğru olan, kura sürekli müdahale etmek yerine, piyasada gideceği yere bırakmaktır. Evet, belki başta biraz zorlayabilir ancak gerçekçi bir kur, ithalatı frenlerken ihracatı daha cazip hale getirir. Sonrasında da az ithalat yapıp üretebilen, katma değerli ihracatçıyı destekleyerek dengeleri kurarız.

Kısacası, döviz tutulduğu sürece cari açık kapanmaz, cari açık kapanmadıkça faizler kontrol altına alınamaz ve enflasyonla sağlıklı mücadele edilemez. Benim için Türkiye'nin en ana sorunu, ithalatının ihracatını karşılayamamasıdır! Bu temel sorunu çözmedikçe, kalıcı bir ekonomik refaha ulaşamayız. Umarım bu adımlar bir an önce atılır ve ülkemiz hak ettiği refaha kavuşur.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar
D can
20 Temmuz 2025 Pazar 19:36
19:36
Peki ne yapacagiz
Sizin paylasimlari goruyorum
Hep dediğiniz çıkıyor.
Çözümü
Devlette uygulasa da raharlasak
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 Milli Hakimiyet | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Haber Scripti: CM Bilişim