Dicle Üniversitesi’nde 2 bin 370 öğrenci ile yapılan anket çalışmasında, öğrencilerin yüzde 40,2’sinin şiddete maruz kaldığı ortaya çıktı. Çalışmada, öğrencilerin namus adına kadına şiddet gösterilmesini istemediği sonucuna da ulaşıldı.
Dicle Üniversitesi Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi (DÜKSAM) tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle “Töre/Namus Cinayetlerinde Gelinen Son Nokta ve Çözüm Önerileri” adlı panel düzenlendi. Üniversitenin kongre merkezinde düzenlenen ve moderatörlüğünü DÜKSAM Müdürü Prof. Dr. Nuriye Mete’nin yaptığı panele, Yrd. Doç. Dr. Gamze Erten Bucaktepe, Prof. Dr. Rüstem Erkan ve Prof. Dr. Sabri Eyigün konuşmacı olarak katıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan Mete, şiddetin en üst düzeydeki insan hakları ihlali olarak tanımlandığını belirterek, töre cinayetinin ise kadına yönelik şiddetin en ağır biçimi ve kadınları en temel hak olan yaşama hakkında men eden bir durum olduğunu vurguladı. Birleşmiş Milletler (BM) Nüfus Fonu’nun tahminlerine göre her yıl dünyada 5 binden fazla kadının namus kisvesi adı altında öldürüldüğüne dikkat çeken Mete, Türkiye’de ise 2003 yılından bu yana her yıl 200’den fazla kadının töre cinayetlerine kurban gittiğine işaret etti.
Namus cinayetlerine karşı harekete geçmeye karar veren tek bir kişinin bile bu sorunun çözümünde etki oluşturabileceği düşüncesiyle gelecek toplumu inşa edecek olan gençlerin konuya bakışının da önem taşıdığını anlatan Mete, “Bu nedenle üniversitemiz öğrencilerimizin namus adına kadına uygulanan şiddet hakkındaki tutumlarını öğrenmek istedik. Töre namus cinayetlerinin sık görüldüğü bölgemizde 2 bin 370 öğrencimize anket çalışması uyguladık. Anket çalışmasının sonucuna göre kadına yönelik şiddet ile ilgili tutumların yeni nesilde eskiye göre değişmeye başladığını saptadık" dedi.
"MUMYALAR KADINA ŞİDDETİN GÖSTERGESİ"
Mete’nin açılış konuşmasının ardından Yrd. Doç. Dr. Gamze Erten Bucaktepe, “Üniversite öğrencilerinin namus ve namus adına uygulanan şiddet tutumları” adlı anket çalışmasına ilişkin sunum yaptı. Bucaktepe, şiddetin yeni bir sorun olmadığını belirterek, bunun en basit ve en ilginç delilinin mumyalarda görülen kırık oranları olduğunu ifade etti. Kadın mumyalarda görülen kırık oranları yüzde 30 ile 50 arasındayken, erkek mumyalarda bu rakamın yüzde 9 ile 20 arasında olduğunu anlatan Bucaktepe, bunun da kadınların şiddete daha çok maruz kaldığının bir göstergesi olduğunu kaydetti.
"GELİR DÜŞTÜKÇE, ŞİDDET ARTIYOR"
Anket çalışmasına katılan öğrencilerin yüzde 45,9’unun kız, yüzde 54,1’inin ise erkek olduğunu dile getiren Bucaktepe, “Ankette, öğrencilerin daha çok ilçe ve köylerden geldiği, gelir düzeylerinin yüksek olmadığı ve şiddet görme ile şiddete tanık olma oranlarının yüksek olduğu görülmektedir. Öğrencilerin yüzde 41,5’i hayatlarının herhangi bir dönemlerinde bir şekilde şiddete tanık olduğunu belirtiyor. Yüzde 40,2’si ise şiddete maruz kaldıklarını bildiriyor. Bu da daha çok sözsel ve fiziksel şiddeti oluşturuyor" diye konuştu.
Yaptıkları çalışmada, bir kadının evlilik dışında cinsel ilişkiye girmesi ile namusunun kirlenmesinin eş değer olduğunu düşünenlerin oranının yüzde 70 civarında olduğunun ortaya çıktığına dikkat çeken Bucaktepe, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir kadının namusunun ailesi tarafından korunması gerektiğini düşünüyorum fikrine katılanların oranı yüzde 55,4. Bir kadının namusu erkek ya da aile ile ilgili bir şey olmadığı ve bunun sadece kadınların ilgilendirdiği fikrine yüzde 53,4 oranında katılım var. ‘Namusu kirlenmiş bir kadının ailesi tarafından öldürülmelidir’ fikrine katılmayanların oranı yüzde 88,1. Namusu neden göstererek, kadınlara zarar verilmesini kınayanlar yüzde 74,7. Ne yapmış olursa olsun bir kadının namus adına şiddete maruz kalmamasını düşünenlerin oranı da yüzde 65,8. Sonuç olarak öğrenciler bize ‘Namus konusunda benim değerim var. Ama benim değer yargım ne olursa olsun namus adına kadına şiddet uygulanmasını onaylamıyorum’ diyor."