- Kırıkların insan yaşamında çok sık görüldüğünü belirten Özel Optimed Hastanesi Başhekimi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Recep Çalışkan, bazı kırıkların ölümle sonuçlanabileceğini söyledi.
Kırıkların sebepleri ve tedavisi konusunda bilgilendirmede bulunan Başhekim Op. Dr. Çalışkan, kemiklerin çok fonksiyonlu olmaları nedeniyle kemiği ilgilendiren yaralanmaların ölüme kadar giden pek çok komplikasyonlara neden olabilecek yaralanma olduğunu dile getirdi.
Kırıklar hakkında genel bilgilendirme yapılmasının önemli olduğuna vurgu yapan Op. Dr. Çalışkan, "Vücudumuzda kalsiyum ve faofordan oluşan 208 kemik vardır. Kemikler, içinde kanlı kemik iliği bulunan ve bazen kalın olan kemik dış kısmı içinde bölmelerle ayrılmış gevşek gözeli kemik yapısındadır. Bazen de aradaki boşlukları az olan yoğun kemik dokusundan oluşan yoğun kemik şeklindedir" dedi.
Kemiklerin vücudun desteği, vücut şeklinin iskeleti, hareket sağlayıcı özellikleri olan yapı olduğuna dikkat çeken Çalışkan, "Sinir hücrelerini oluşturan kalsiyum, fosfor ve diğer minerallerin depo yeridir. Kemik iliği kan yapımında etkilidir. Ayrıca kalp, akciğer ve damar gibi organların korunmasına yardımcı olur. Kısaca çok fonksiyonlu bir organdır. Çocuklarda kemikler daha elastiktir. Yaşlılarda esneklik azalmakta bu da çabuk kırık olmasına neden olmaktadır. Kemiklerin çok fonksiyonlu olmaları nedeniyle de kemiği ilgilendiren yaralanmalar ölüme kadar giden pek çok komplikasyonlara neden olabilecek yaralanmalardır. Kırık, kemik yaralanmalarının en büyük seviyesidir. Dıştan veya içten gelen zorlamalarla kemik dokusunda olan ayrılmaya, yani kemik bütünlüğünün ve devamlılığının bozulmasına başka bir deyimle anatomik bütünlüğün bozulmasına kırık denmektedir. Kemikteki bozukluk ufak bir çatlaktan bir veya pek çok kemiğin parçalanmasına kadar değişik şekillerde olabilir. Burada olay yalnız kemik kırılmasıyla bitmez. Kırığı yapan zorlama veya kuvvet, kemiği kırıncaya kadar çevredeki cilt, kas, tendon, ligamen, damar, sinir ve organları da yaralar hatta parçalayabilir. Bazen bu zararlara kırılan kemiklerin uçları neden olabilir. Bu nedenle kırıktaki olay tek kırığa bağlı bir olay olmayıp tüm vücudu ilgilendiren bir olaydır" ifadelerini kaydetti.
Başhekim Çalışkan, tümöral kırıkların başlıca nedenleri olduğunu da belirterek, "Kırıkların oluşumuna pek çok neden sebep olabilir. Bu nedenler, ülkelere, kentlere, kişilere, bölgelere göre değişiklikler gösterip sanayi bölgelerinde iş ve trafik kazaları, büyük kentlerde trafik kazaları, kırsal kesimlerde düşmeler en çok kırıklara sebep olmakta. Bazı bölgelerde silah yaralanmalarına bağlı kırıklar çoktur. Yaşlara göre de kırık nedenleri farklılık gösterebilir. Yeni doğanlarda doğum travmaları, çocuklarda düşme ve trafik kazaları, gençlerde spor, iş ve trafik kazaları, ileri yaşlarda düşmelerle tümöral olaylar kırık yapan başlıca nedenlerdir. Savaşlardaki yaralanmalar da kırık oluşumunda önemli katkı sağlar. Kırıkların yaklaşık dörtte üçü kol ve bacaklarda olmaktadır. Bunları omurga, kafa, kaburga ve diğer kemiklerdeki kırıklar takip etmektedir. Omurga, göğüs ve leğen kemikleri kırıklarında damar ve organ yaralanmaları da ilave olabildiği için hep birlikte büyük bir dikkatle değerlendirilmelidir" ifadelerini kullandı.
"EN ÖNEMLİ BELİRTİ AĞRI VE ŞİŞLİK"
Op. Dr. Recep Çalışkan, yaşa göre kırıkların görünme yerlerinde farklılıklar olduğunu da belirterek, "Kırıkların görülme yerleri yaşa göre değişmekte. Yeni doğanda en çok köprücük kemiği, femur ve humerus denilen büyük kol ve bacak kemikleri; çocuklarda dirsek, ön kol ve femur kırıkları; orta yaşlılarda baldır kemiği, uyluk kemiği ve el bileği kemikleri; ileri yaşlarda ise kalça, omuz, el bileği ve omurlar sık kırılır. Yaralanmalarda kırığı düşündüren bulguları kısaca bilmekte fayda var. En önemli bulgular, ağrı ve duyarlılık, şişlik, ekimoz ve fonksiyon bozukluğudur. Ağrı her türlü darbe ve yaralanmalarda olabilir. Ancak kırıklarda çok şiddetlidir. Bazen omurga gibi derinde olan ve çocuklardaki bazı kırıklarda hissedilmeyebilir. Bazen de ağrı, kırığın tek bulgusu olabilir. Şişlik veya kan birikmesi, yumuşak doku veya kemik zarındaki damarların ezilmeleri veya yırtılmaları sonucu kanamanın olmasındandır. Kanama gittikçe artarsa büyük damar yaralanmasını düşündürmeli, kanamanın cilt altına yayılması sonucu morarma görülür. Morarma önce mor renkliyken zaman içinde fıstıki yeşil ve sarı renge döner. Bu genel yaralanma bulgularının yanında kırığa mahsus bulgular da görülebilir. Bunlar hastanın duruş ve şekil bozukluğu, anormal hareket şeklinde özetlenebilir. Kırıkların tanısında röntgen, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme ve artroskopi kullanılmakta" dedi.
"ORTOPEDİK TEDAVİLER BİTTİKTEN SONRA HASTALARA FİZİK TEDAVİ İLAVE EDİLEBİLİR"
Tedavilerde ilk müdahalenin önemli olduğunu belirten Çalışkan, ek yaralanmalardan korunmak gerektiğini söyledi. Yapılacak ilk müdahalenin bazen hayat kurtarıcı olabileceğine değinen Op. Dr. Çalışkan, "Yaralanmalarda ilk önce sağlık kuruluşlarına bilgi verilmesi ve ambulans çağrılması gerekir. Sonra hasta güvenli bir yere alınmalı, hava yolu ve kanama durumu değerlendirilmeli, açık yaralar varsa temiz bir kompres ve sargı ile kapatılmalı. Yaralı bölge sabitlenip hareketsiz hale getirilmeli, kesinlikle ovalama ve masaj yapılmamalı, sıcak konmamalı ve test edilmemeli. Bu basit yardım pek çok kırık ve yaralanmalar için yeterlidir. Çok aşırı kanama varsa kanamanın üstünden kanama durana kadar sargı ile sıkılabilir. Fakat çok sıkı sargı aşırı kanamalarda nadir olarak gerekir. Uygun yapılmazsa toplardamarları etkileyebileceği için kanamayı arttırabilir. Hasta kısa sürede az hareket ettirilecek şekilde en yakındaki sağlık kuruluşuna nakil edilmelidir. Sağlık kuruluşlarında alçı ve ameliyat edilerek tedavi edilmektedir" açıklamasında bulundu.
Kırık tedavilerinin bazen yıllarca sürebildiğini dile getiren Op. Dr. Çalışkan, "Tedavi sonrasında kişide normal fonksiyonlar olabileceği gibi sakatlıklar ve kol, bacak gibi organ kayıpları da ne yazık ki olabilmektedir. Bu nedenle ortopedik tedaviler bittikten sonra hastalara fizik tedavi ilave edilebilir" diye konuştu.