Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Çin liderliğinde oluşturulan Asya Altyapı Yatırım Bankası’na (AIIB) üyelik konusunda, "Türkiye’nin bu bankayla ilgili özel bir çalışması ve ilgisi yok" dedi.
Japonya’ya 4 günlük resmi ziyaret gerçekleştiren Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, temaslarının son gününde Türkiye’nin Tokyo Büyükelçiliği’nde Japonya’nın ulusal medya temsilcileri Koji Miki, Norihide Miyoshi, Hiroki Sugita, Shin Ninura, Yu Yoshitake ile Akihiro Sano’nun sorularını cevapladı.
İngiltere’nin Çin liderliğinde oluşturulan Asya Altyapı Yatırım Bankası’na (AIIB) üye olma niyetinde olduğu hatırlatılarak, "Türkiye’nin bu konuya yaklaşımı nasıl?" sorusu üzerine Kurtulmuş, "Türkiye’nin bu bankayla ilgili özel bir çalışması ve ilgisi yok" karşılığını verdi.
Dünyada yeni dönemde en büyük sorunlardan birisinin yatırımların finansmanında yeni yol bulma sorunu olduğunu belirten Kurtulmuş, "Dünyada sadece konvansiyonel bankacı yöntemlerle kalkınmanın yeterince olmayacağı açık yani sadece bankacılık üzerinden bu kalkınma hamlelerinin sürdürülmesi mümkün olmayabilir. Bu tür yatırım bankalarının başarılı bir şekilde kurulması sadece bir bölge için değil bütün dünyada finansman bakımından yeni kolaylıklar sağlayacaktır, yatırımların finansal maliyetlerini düşürecektir. Biz de Türkiye olarak yatırımda finansal desteğe ihtiyaç olan bir ülkeyiz. Eğer bu banka kurulur da başarılı olursa ve Türkiye’de buradan ucuz kredi temin edebilirse tabii ki onların bu anlamda sağlayacakları finansman imkanlarından faydalanmak isteriz" dedi.
"ORTADOĞU’DAKİ HALKLARI TERÖR ÖRGÜTLERİ TEMSİL ETMEZ"
Çözüm sürecine işaret edilerek, "Şu anda DAEŞ’le yaşanan çatışmalar içerisinde oradaki Kürt hareketlerinin güçlendiğini görüyoruz. Bu bir endişe konusu değil mi?" sorusuna da cevap veren Kurtulmuş, "DAEŞ, Kobani’yi işgal ettiği zaman tarih 17 Eylül 2014’tü -bu konudan ben sorumlu olduğum için detayını çok iyi biliyorum- bizim ilk kararımız, biliyorsunuz Türkiye’de 2 milyon Suriye’den ve Irak’tan gelen mülteci var. Yeni mülteci akınını önlemek için sınırın hemen karşısında Kobanilileri karşılayıp orada insani yardımları vermeyi planlıyorduk. Fakat baktık ki DAEŞ çok yaklaşıyor, bütün sınırı açtık. 3 gün içerisinde 197 bin Kobaniliyi Türkiye’ye kabul ettik. Bizim 3 günde kabul ettiğimiz Kobanili sayısı bütün Avrupa’nın 1 yılda kabul ettiği toplam mülteciden daha fazladır" ifadelerini kullandı.
DAEŞ’in Kobani’yi kuşattığında koalisyon ülkelerinin DAEŞ’e karşı nasıl savaşacaklarını bilemediğini anlatan Kurtulmuş, "Hatta Amerikalıların yukarıdan attığı silahlar DAEŞ’in eline geçti. O anda Türkiye kendi topraklarını açarak Peşmerge ve Özgür Suriye Ordusu’nun Kobani’ye geçerek savaşmasını sağladı, bu lojistik imkanı da sağladı. Ortadoğu’daki halkları terör örgütleri temsil etmez. Bu anlamda Kürt halkını da hiçbir terör örgütü temsil etmez" diye konuştu.
"SURİYE’DE KÜRTLERİN KİMLİK KARTI BİLE YOKTU"
"Türkiye olarak Suriyelilere en zor zamanlarında onların dostu olduğumuzu çok açık bir şekilde gösterdik" diyen Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"İnanın ki Suriye, Irak ve İran’daki Kürtler’in çoğunluğu Türkiye’yi örnek bir ülke olarak görmektedir. Biz, bu anlamda bölgedeki Kürtlerle iyi ilişkilerimizi artırarak geliştiriyoruz. Biliyorsunuz, Suriye’de Kürtlerin bu savaşa kadar bir kimlik kartları bile yoktu. Saddam zamanında Irak’ta Kürtlere hayat hakkı yoktu, aynı şekilde İran’daki Kürtlerin çok ciddi sorunları vardı. İşte Türkiye özellikle kendi içindeki barışı sağlayarak, çözüm sürecini ortaya koyarak şunu gösterdi: Yeni Türkiye’nin Kürtlerin hiçbirisiyle en ufak bir sorunu yoktur. Bölgedeki Kürt halkı da gördü ki ’Kürtlerin hakları konusunda herkes konuşur, başları sıkıntıya girdiği zaman onlara yardım eli uzatacak neredeyse Türkiye’den başka hiçbir ülke yoktur. Genel olarak şunu söyleyebiliriz, Kürtlerin geleceği Türklerle birlikte olmak ve Türklerle birlikte bu bölgede daha güzel bir gelecek kurabilecek durumdadır. Biz çok daha bir çerçevede bu bölgenin nüfus olarak en kalabalık dört unsuru olan Türklerin, Arapların, İranlıların ve Kürtlerin ancak birlikte barış içinde yaşarlarsa güzel bir gelecek kurabileceklerine inanıyorum. Halklar arasında bu anlamda yakınlaşma olursa terör örgütleri ne kadar güçlü olurlarsa olsun hiçbir halt edemezler, hiçbir güçleri olmaz."