- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi öncesinde yaptığı değerlendirmede, “Yapılan düzenlemeyle MİT’e yurt içinde ve yurt dışında operasyon yapma yetkisi veriliyor. Yani adam öldürme yetkisi veriliyor. Bugüne kadar MİT’e böyle bir yetki verilmemişti. İlk kez böyle bir yetki veriliyor” dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi (PM) öncsinde, değerlendirmelerde bulundu. CHP Genel Merkezi’nde gerçekleşen toplantıda Kılıçdaroğlu, seçimlerden sonra toplanan PM’de değerlendirmeler yapılacağını belirterek, “Hukuk devleti kavramı üzerinde her zamankinden fazla durmalıyız. Hukukun olmadığı yerde insan hakkı ihlalleriyle her zaman karşılaşabiliriz. Hukuku egemen kılmak toplumu güvence altına almak demektir. Hukuk güvenliktir aslında insanların güvenliğidir, geleceğidir, umududur, beklentileridir, adelettir. Eğer hukuku çiğnerseniz toplumun haklarını elinden almış olursunuz” diye konuştu.
26 Mart 1994 tarihinde iki savaş uçağının 38 köylüyü öldürdüğünü ve 13 kişinin de yaralandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, o dönem yapılan araştırmaları ve 2014 yılında davanın zaman aşımına uğramasını anlattı. Kılıçdaroğlu, “Kendi ülkesinde kendi insanını öldüren bir düzenden ,bir anlayıştan hesap sormadık. Neden?” diye sordu. Bu tür olaylarda zaman aşımı olmaması için CHP’den iki kişinin kanun teklifi verdiğini belirterek, kanun teklifinin AK Partili milletvekilleri tarafından reddedildiğini söyledi.
Kılıçadorğlu, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi rekor bir ceza ile Türkiye’yi cezalandırdı. 2 milyon 305 bin Euro” dedi.
“BİR ÜLKENİN İNSANLARI FİŞLENİYORSA, O ÜLKEDE DEMOKRASİ YOK DEMEKTİR”
Hukukun üstünlüğü kavramının üzerinde titrenmesi gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Son 5 yılda hukukun üstünlüğü kavramından büyük ölçüde ödünler verdik. Üstünlerin hukukunu kurmak için bir sürecin içine Türkiye sokuldu. Totaliter demokrasi aşama aşama inşa ediliyor. Baskının, haber alma hakkının kısıtlanmasının, adalet arayışlarının önüne engeller konulmasının, anayasa da verilen bazı güvencelerin yurttaşların elinden alınmasının, toplantı ve gösteri yürüyüşleri ki doğaldır, anayasal güvence altındadır. Bunların engellenmesinin sürecini yaşıyoruz. Dün parlamentoda bir yasa kabul edildi. MİT yasasında önemli değişiklikler yapıldı. MİT yasası 12 Eylül sonrası hazırlanan ve uygulamaya konan bir yasaydı. O dönem hepimizin belleklerindedir. O döneme uygun bir yasaydı ama yetersiz görünüyordu bu Hükümet tarafından. İçeride ve dışarı da sıkışan Hükümet, içerde farklı arayışların içine girmeye başladı. 12 Eylül askeri darbenin yapamadığını, halkın oylarıyla gelmiş bir siyasal iktidar yapıyor. Darbecilerden daha ağır bir istihbarat devleti oluşturuyorlar. 12 Eylül darbesinin üzerinden 30 yıl geçti. Darbenin tortularını ortadan kaldıralım derken, daha ağır yaptırımlar Türkiye’nin gündemine geldi. İşin garip tarafı bunun yasa tasarısı olarak parlamentoya gelmemesidir. Bakanlar Kurulu’nda görüşülmemesidir. İki AK Parti Milletvekilinin verdiği kanun teklifiyle parlamentodan geçti. Bakanlar Kurulu’nda görüşülmeyen bu kadar kritik bir konuyu bir kanun teklifiyle oldu bitti bir biçimde parlamentodan geçiriyorsunuz. Yapılan düzenlemeyle MİT’e yurt içinde ve yurt dışında operasyon yapma yetkisi veriliyor. Yani adam öldürme yetkisi veriliyor. Bugüne kadar MİT’e böyle bir yetki verilmemişti. İlk kez böyle bir yetki veriliyor. Yetkiler olağanüstü artırıldı. Tam bir istihbarat devleti. Tam bir hukuksuzluk. Şimdi yasal olarak fişleme yetkisi almaya başladılar. Bir ülkenin insanları fişleniyorsa, o ülkede demokrasi yok demektir. Bir ülkenin insanları fişleniyorsa orada özgürlükler yok demektir. Bir ülkede insanlar fişleniyorsa o ülkede insanlar düşüncelerini özgürce açıklayamazlar. Geldiğimiz süreç budur.”
Yapılan düzenlemeyle soruşturmaların MİT için gizli olmayacak hale gelmesini eleştiren Kılıçdaroğlu, “Buna izin vermeyeceğiz. Bunun mücadelesini yapacağız. Yargı kararı olmaksızın bütün kuruluşlardan her türlü bilgiyi alabiliyorsunuz, ticari sır kavramı bitti. Merak ediyorum. Yabancı sermaye niye gelecek Türkiye’ye ,hangi gerekçeyle gelecek. Hukukun olmadığı yerde sermaye mi gelir, sermaye mi olur hukukun olmadığı yerde. Demokrasi için ağır bedeller ödemiş bir Türkiye Cumhuriyeti’nin önüne böyle bir yasanın getirilmesi başlı başına bir ayıptır” şeklinde konuştu.
“EN BÜYÜK GÖREV CHP’LİLERE DÜŞÜYOR”
Baskıcı rejimlerin dünyanın hiçbir yerinde başarıya ulaşamadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, “Öyle bir tablo yaratıldı ki Türkiye’de sıradan vatandaş borç batağı içerisinde. Ne olup bittiğini yeterince sorgulayamıyoruz. Böyle bir tablo içinde en büyük görev CHP’lilere düşüyor. En büyük görev bizde. Madem ki bu ülkeye çok partili yaşamı getirdik, demokrasiyi getirdik diye övünüyoruz ayaklarımızın altından kayan demokrasiyi yeniden inşa etmek için mücadele edeceğiz. Her türlü yasal düzenlemeyi yapmak istiyorlar kendilerini iktidarda tutmak için. Bunun mücadelesi parlamento içinde de dışında da verilecek vermek zorundayız. Bunu yapmadığımız takdirde görevimizi yerine getirmiş sayılmayız. Demokrasiyi güçlendirmek her yurttaşın görevidir. Özellikle de CHP’lilerin görevidir. Bütün bu yapı içinde sessizliğini koruyan farklı bir yapı var. Üniversiteler, bu üniversiteleri affetmek mümkün değil. Bilim yuvası olan yerler bilim öğretmiyorlar sessizliklerini koruyorlar. Bu üniversiteler şimdi konuşmayacakta ne zaman konuşacaklar. Emin olun Osmanlının medreseleri daha cesurdu. Nasıl bir üniversite bunlar. Tabelalarında ki üniversiteyi kaldırsınlar. Toplumun bütün gücü bizim üzerimizde CHP ne yapacak diye. Mücadele edeceğiz. Her türlü mücadeleyi de yapacağız. AK Parti’nin içerisinde bu tekliflere bu düzenlemelere onay veren milletvekillerine de seslenmek istiyorum. Çocuklarınıza çok ağır bir miras bırakıyorsunuz” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, hiçbir yurttaşın umutsuzluğa kapılmamasını ifade ederek, “Türkiye büyük ülkedir. Kendi coğrafyasında saygın bir ülkedir. Bir iktidarın davranışları, tutumları, yasaları değiştirmesi bizi umutsuzluğa sürüklememelidir. Biz birikimimizle, davranışlarımızla, tarihimizle,öngörülerimizle tüm bu sorunları aşabiliriz. Tek amacımız bu sorunları hukuk içinde aşmak demokrasi içinde aşmak. Herkesin kazanacağı herkesin huzur içinde yaşayabileceği bir Türkiye’yi inşa etmek mümkündür. Bunu biz yapacağız. Yamak zorundayız. Yapmadığımız takdirde çocuklarımıza hesap veremeyiz. Hiçbir ayrım yapmaksızın bütün yurttaşlarımızı kucaklamalıyız” diye konuştu.
CHP’nin sağa koyduğu yönündeki eleştirilere ise Kılıçdaroğlu, “Bugün geldiğimiz nokta sağ sol olayı olmanın ötesinde bir noktaya geldik biz. Cumhuriyet demokrasi bunlar tartışılır hale geldi. Toplumun bütün güçlerini kucaklamak zorundayız” dedi.