- Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, “Önümüzde yeni seçimler vardır. Yeni seçimlerde sandığı itibarsızlaştırmak, demokrasiyi itibarsızlaştırmaktır ve son derece tehlikelidir” dedi.
Eskişehir’de Basın Konseyi tarafından düzenlenen toplantıda konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) yapılmak istenenin ve yapılanın da yanlış olduğunu barolar ve Türkiye Barolar Birliği’nin gündeme getirdiğini belirtti. Feyzioğlu, “Haksızlığın karşısında dimdik durmak bizim görevimizdir. Bu çerçevede HSYK'ya yapılmak istenenin de ve ardından yapılanın da yanlış olduğunu bu ülkede en etkili şekilde barolar ve Türkiye Barolar Birliği gündeme getirmiştir. Dünyanın gündemine taşıyan da Türkiye Barolar Birliği olmuştur. Dünya, Twitter ve Youtube'da yapılanları Türkiye Barolar Birliği'nin girişimleriyle öğrenmiştir. Bugün barolar ve Türkiye Barolar Birliği sadece Türkiye'de en güvenilir kurum olmakla kalmamış, dünyada takip edilen bir kurum haline gelmiştir” dedi.
“Seçimler geçmiş ancak şaibe iddiaları geçmemiştir” diyen Feyzioğlu, şunları kaydetti:
“Binlerce avukat seçimde hukuksuzluk olmasın diye çalıştı. Bütün bu çalışmalarımıza rağmen şaibe iddiaları devam etmiştir. Bu noktada şaibe iddiasını dile getirenlerin, ıslak imzalı tutanakların tamamını niçin parti merkezlerinde bulundurmadıklarını da millete açıklama zorunlulukları var. Şaibe iddiasında bulunan her sandıktan toplamakla yükümlü olduğu ıslak imzalı tutanağı hangi sebeple toplamadığını, hangi sebeple sandık müşahitlerini yetiştirmediğini, hangi sebeple sandık müşahitlerinin saat 6 olunca ortalıktan kaybolduğunu millete açıklamak ve hesabını verme görevi vardır. Çünkü bizim yurttaş olarak sandığa attığımız her oy, o partilerin namusuna emanet edilmiştir. Bizim namusumuzu korumak da oraya konulan müşahitlere aittir. O müşahitler seçim sonunda ıslak imzaları toplayıp, bunları ilçe başkanlıklarına götürüp, ilçe başkanlarının taratmasından sonra genel merkezlere göndermesi herhalde roket bilimi gerektiren bir uzmanlık değil, gayet basit bir organizasyondur. Sandığın değerini hiç kimsenin düşürmeye hakkı yoktur. Önümüzde yeni seçimler vardır. Yeni seçimlerde sandığı itibarsızlaştırmak, demokrasiyi itibarsızlaştırmaktır ve son derece tehlikelidir. En basit beklentimiz o sandığa sonuna kadar sahip çıkmaktır. Bütün siyasi partilerinden bu beklentimizi bilmemelerini isterim.”
Ankara Barosu Başkanı Avukat Sema Aksoy ise, Ankara Barosu ve Türkiye’deki avukatların büyük bir mücadele içinde olduklarını söyledi. Aksoy, “Çünkü yargının diğer iki camiası hakimler ve savcılar özgür değiller, bağımsız değiller, artık tarafsız olmadıkları da su yüzüne çıkmaya başladı ve devletin birinci ağzından tarafsız olmadıkları, başka senaryolar içerisinde oldukları açıkça ifade edildi artık bizim bir şey dememize gerek yok. Hukukta yok hukuk devleti bir kavram olarak kaldı. Bunun gerçekleşmesi için en büyük mücadeleyi barolar veriyor” diye konuştu.
Torba Yasası’nı eleştiren Aksoy, “Torba kanunlarla bir gecede çıkarılan uygulamalarla karşı karşıyayız. Bu aşamada Cumhurbaşkanı önüne gelen, aslında veto etmesi gereken kanunlara, kimi zaman da ben eleştiriyorum ama hükümet şunu düzeltecek deyip onaylamıştır. Kimi zaman da ben eleştiriyorum deyip, tümüyle eleştirdiği bir kanunu da doğrudan doğruya onaylamıştır. Enteresan bir uygulamadır bu” şeklinde konuştu.
Toplantıda, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Ankara Barosu Başkanı Sema Aksoy, Eskişehir Barosu Başkanı Rıza Öztekin ve konsey üyesi gazeteciler de birer konuşma yaptılar. Programa, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Türkiye Gazeteciler Cemiyetleri Basın Vakfı Genel Başkanı Yılmaz Karaca ile bazı yerel gazete ve televizyonların temsilcileri katıldı.