- Adıyaman’da 5 yıl önce kaybolan ve 21 gün sonra sadece birkaç kemik parçası bulunan 3 yaşındaki Mustafa Kelepçe’nin ailesi, çocuklarını kimin, neden öldürdüğünü öğrenmek istiyor.
Kaybolduktan 21 gün sonra sadece birkaç kemiği bulunan 3 yaşındaki Mustafa Kelepçe’nin ailesinin başında ağlayacakları bir mezarı yok. Otopside ölüm sebebi bulunamayan Mustafa Kelepçe’yi kim, neden öldürdü bilinmiyor.
2009 yılı Temmuz ayı başında Adıyaman’ın Kahta ilçesi Doluca köyünde bir sabah evin bahçesinde oynarken ortadan kaybolan Mustafa Kelepçe, günlerce aranmış ve 21 gün sonra köyün kırsalında sadece birkaç kemiği bulunmuştu. Jandarma ve sivil savunma ekipleri tarafından günlerce aranan fakat bulunamayan Mustafa Kelepçe’nin parçalanmış kemikler bir çoban tarafından bulunmuştu. Yapılan DNA testinde Mustafa Kelepçe’ye ait olduğu ortaya çıkan kemikler ve birkaç elbise üzerinde otopsi yapıldı. Yapılan otopside 3 yaşındaki çocuğun kesin ölüm sebebi bulunamadı.
Olayın üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen çocuklarını kimin öldürdüğünü, nasıl öldüğünü öğrenemeyen acılı aile, çocuklarının bir mezarının bile olmadığını dile getirdiler. Çocuklarının acısına dayanamayan aile köylerini terk ederek Adıyaman’a yerleşti. Köydeki her şeylerini geride bırakarak Adıyaman’a gelen ailenin fertlerinden babaanne Ayşehan üzüntüden dolayı hastalanarak yatalak oldu.
Kars’ta Mert Aydın, İstanbul’da Pamir Didik, Antalya’da Hüseyin Çal için özel ekipler oluşturulduğunu ve kısa sürede cesetlere ve faillere ulaşıldığını vurgulayan acılı baba Hasari Kelepçe, 2009 yılından beri acılarının katlanarak arttığını söyledi. Hasari Kelepçe, “Ben yerimi yurdumu, tarlamı, köyümü, evimi her şeyimi terk ettim geldim. Yaşlı annem ve babamı aldım geldim. Annem buraya geldikten sonra yerini yurdunu terk ettiğinden dolayı, üzüntüden aklını oynattı; yatalak oldu” dedi.
Kars’ta, Antalya’da, İstanbul’da kaybolan çocuklar için tüm imkanların seferber edildiğini fakat kendi çocuğu için aynı hassasiyetin gösterilmediğini savunan Baba Hasari Kelepçe, “Benimkine her nedense bugüne kadar ne kimse el attı, ne de kimse yardım elini uzattı. Ne faili bulundu; ne de ölüm sebebi bulunabildi. Oğlumdan geriye birkaç kemik parçası ve birkaç giysiyi bulabildik. Cesedin kol, bacak, saç, diş hiçbir şey yok. Bize getirilen bir kafatası kemiği, 2-3 parça 5-10 santim uzunluğunda kemik parçası” diye konuştu.
Akrabası olan bir çobanın davar otlatırken kemikleri bulduğunu kaydeden Hasari Kelepçe, yapılan otopside ölüm sebebinin bulunamadığını söyledi.
Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı başta olmak üst düzey kuruma dilekçe yazarak yardım isteyen Hasari Kelepçe, “Beş yıldır çekmediğim acı kalmadı. Hala yüreğim yanıyor. Olay çözülürse en azından yanan yüreğimize bir su serpmiş olur. Bizde en azından hangi sebepten öldüğünü biliriz. Hayvanların parçalamış olma ihtimali yok. Elbiselerinden en ufak bir yırtık ya da sökük yok. Üstündeki gömleğinin düğmeleri dahi açılmamıştı. Savcılık olay yerine geldiğinde düğmeleri açtı. Hiç bir şey yani hayvan izine rastlayamadık. Elbisenin bir kısmı bulundu. Gömleğin iç atleti bulundu, alttaki şortu, terliği dahi bulunamadı. Hayvan parçalamış olsa terliği, elbiseyi yiyecek hali yok. Bu kemikleri, saçı, dişi hayvanın yiyecek hali yok. Bu geriye kalan kemikler nereye gitti, nasıl oldu. Kemiklerin üzerinde ne bir et, ne bir yağ, ne de bir kıl vardı. Allah rızası için devlet büyüklerinden yardım bekliyorum. Benim çocuğumun failini ve ölüm sebebini rica ediyorum bir an önce açığa kavuştursunlar. Kars’taki, Antalya’daki, İstanbul’daki, Kayseri’deki Türk vatandaşı da, benim ki Türk çocuğu değil mi?” ifadelerini kullandı.
Acılı anne Makbule Kelepçe ise gözyaşları içerisinde konuşmakta güçlük çekerek, “Ben çocuğumun failini istiyorum. Mezarı bir bayramda dahi gidemiyorum. Çok özlüyorum. Cumhurbaşkanı’ndan, Başbakandan bunu istiyorum. Bizimkimizden sonra 3 tane çocuk kaybolduk, onların faillerini hemen buldular. Bize biraz yardımcı olsunlar” dedi.
Mustafa Kelepçe’nin ablası Derya Kelepçe ise gözyaşları içerisinde kardeşini çok özlediğini dile getirdi.