BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, çocuklara eşit ve özgür bir dünya yaratmanın koşullarını oluşturmak için derhal harekete geçilmesi gerekliliğini savunurken, HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü ise, bugünün TBMM’sinin 1920-22’nin TBMM’sinin aynasına baktığında yürütme karşısında ne kadar büyük güç yitimine uğradığını dehşetle göreceğini söyledi.
TBMM’nin 94. Kuruluş yıldönümü nedeniyle özel gündemle toplanan Genel Kurul’a BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın katılmaması nedeniyle BDP Grubu adına konuşan Grup Başkanvekili Pervin Buldan, ret ve inkara dayalı sistemin Türkiye halklarına çok büyük felaketler yaşattığına dikkat çekerek, “Bu felaketlerin en ağırını 1938’deki Dersim katliamında yaşadık. Kürt sorunundan kaynaklı çatışmalarda 50 bin insanımızı kaybettik. Peş peşe darbeler yaşandı, insanlar işkencelerden geçirildi, partiler, sendikalar, gazeteler kapatıldı” dedi.
Herkesin özlem duyduğu adaletin hiçbir zaman mülkün temeli olmadığını iddia eden Pervin Buldan, “Devlet için işleyen hukuk, hak arayan insanlar için işlemedi. Yargı hiçbir zaman adalet dağıtan bir yer olmadı. Roboski’de çoğu çocuk 34 insanımız bu ülkenin savaş uçakları tarafından bombalanarak paramparça edildi, hesabı sorulmadı, hukuk işletilmedi. Darbe döneminin ürünü olan yüzde 10’luk anti-demokratik seçim barajıyla Kürtlerin, muhaliflerin parlamentoda demokratik temsiliyeti sürekli engellendi. Terörle Mücadele Kanunu başta olmak üzere çıkartılan tüm otoriter, devletçi yasalarla düşünce, örgütlenme ve siyaset özgürlüğünün önüne set çekildi” diye konuştu.
Çocukların karşı karşıya bulunduğunu sorunlara dikkat çeken Buldan, “Herkesin, başta yöneticilerin bir kez daha oturup düşünmesi, kendisini sorgulaması ve çocuklara eşit ve özgür bir dünya yaratmanın koşullarını oluşturmak için derhal harekete geçmesi gerekir. Bu tarihi ve vicdani bir sorumluluktur” şeklinde konuştu.
HDP EŞ GENEL BAŞKANI ERTUĞRUL KÜRKÇÜ
Özel oturumda Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in HDP grubu adına söz verdiği Eş Genel Başkan Ertuğrul Kürkçü, TBMM’nin tarihi boyunca bir sınai-teknik devrime, tarım-toprak devrimine dayanmaksızın büyük toprak sahipleri ve geleneksel eşrafın ağır, uzun ve sancılı bir süreçte burjuvalaştırılmasını hedefleyen yukarıdan modernleşme ve çağdaşlaşma hamlelerine sahne olduğunu söyledi.
Ertuğrul Kürkçü, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “TBMM’nin kuruluşunun 94. Yılında içine sürüklenmekte olduğumuz rövanşizmin ve ‘sultansız sultanlık’ arayışının kindar nesiller yetiştirme reaksiyonu Cumhuriyetin mukadder olmayan doğum kusurlarından da besleniyor. Nesnel koşullar ne olursa olsun geleceğin şekillenmesinde insan iradesi ve bilincinin payı, geleceği öngörme ve ona uygun hareket etme yetisinin maddi bir güce dönüşme potansiyelini ihmal edemeyeceğimizi akılda tutmamız gerek. 2014’ün TBMM’si, 1920-22’nin TBMM’sinin aynasında kendisine baktığında yürütme karşısında ne kadar büyük güç yitimine uğradığını dehşetle görecektir. 94 yıl sonra bugün TBMM hala demokrasinin döl yatağı, egemenliğin sahibi değil, sadece para ve güç sahiplerinin egemenliği için halktan onay üreten bir kurumsa, bunun sorumluluğunu liderlere atfedemeyiz. Her vekil layık olduğu liderce yönetiliyor.”
