NAİL ÇİLER “17 AĞUSTOS 1999 MARMARA DEPREMİ” İÇİN AÇIKLAMASI

Milletimizin yaşadığı en acı felaketlerden biri olan “17 Ağustos 1999 Marmara Depremi”, on binlerce vatandaşımızın yaşamını yitirmesine, yaralanmasına veya hayatlarını “engelli” olarak sürdürmelerine neden olmuştur.

            Ülkemiz, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından birinde yer almakta ve yüz ölçümümüzün % 42'si birinci derece deprem kuşağı üzerinde bulunmaktadır. Bu nedenle, deprem riskiyle her an karşı karşıya olduğumuz gerçeğinden hareketle, gerekli tedbirlerin zamanında alınması, acil durumlarda bilinçli olarak arama kurtarma çalışmaları yapacak ekiplerin sayılarının arttırılması ve küçük yaştan itibaren depremlerde nasıl hareket edilmesi gerektiğine yönelik  eğitimlere okullarda ağırlık verilmesi, depremi en az kayıpla veya kayıpsız olarak atlatmamız açısından önemlidir. Konuya ilişkin Hükümet nezdinde yürütülen faaliyetler ve Deprem Yönetmeliği güncelleme çalışmaları da, bu doğa felaketinin kötü sonuçlarını en aza indirmek için alınması gereken fiziksel tedbirlerin hayata geçirilmesini sağlamaktadır.

             GEBZE TİCARET ODASI olarak üyelerimizin ticari hayatlarına katma değer kazandıracak faaliyetlerimizin yanında sosyal sorumluluk projelerimizle de bölgemize fayda sağlama gayretindeyiz. Deprem açısından riskli olarak kabul edilen bölgemizde, ilgili kurumların işbirliğinde depremle yaşama bilinci oluşturmak, depremin zararlarından çok az kayıpla kurtulmayı başaran, deprem bilincinin geliştiği  ülkelerin çalışmalarını yakından takip etmek ve deprem sonrası ilk 72 saatin önemini anlatmak için paneller  düzenlemenin yanı sıra, deprem sırasında ve sonrasında ihtiyaç duyulan “TOPLANMA MERKEZLERİ”nin oluşturulması, bu merkezlerin yerleri hakkında bilgilendirme yapılması ve bölgemizde doğal afetlerde bilinçli bir şekilde arama, kurtarma çalışmaları yürütecek “AFAD  GÖNÜLLÜLERİ” oluşturulması adına çalışmalarımızı sürdürmekteyiz

            Hafızalarımızda silinmeyecek izler bırakan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin on sekizinci yıldönümünde, depremin öncesi ve sonrası için hazırlık yapmak, hepimizin sorumluluğudur. Bu sorumluluğumuzun daha fazla bilincinde olmamız dileğiyle, Marmara Depremi’nde hayatını kaybedenleri rahmetle anar, deprem sonrası hayatına engelli olarak devam etmek zorunda kalan vatandaşlarımızın yaşam şartlarının daha da iyileştirilmesini dilerim.