05 Aralık 2025
  • Kocaeli16°C
  • İstanbul17°C
  • Ankara9°C
  • Rize15°C

BASİT BİR TARAMA, BÜYÜK FARK YARATIYOR

En tehlikeli kanser türlerinden olan “kolorektal kanser” sessiz ilerliyor. Tarama yöntemleri, erken teşhis ile hastalığı önlemeyi mümkün hale getiriyor.

BASİT BİR TARAMA, BÜYÜK FARK YARATIYOR

20 Mayıs 2025 Salı 11:40

Görmezden gelinen belirtiler, ertelenen kontroller ve geç kalınan teşhisler… Kolorektal kanser, dünyada en sık görülen ve en fazla yaşam kaybına yol açan kanser türlerinden biri olmasına rağmen, önlenebilir ve erken teşhisle tamamen tedavi edilebilir bir hastalık.

Toplumda farkındalığın düşük olması binlerce hayatı tehdit ederken, birçok kanser türünde olduğu gibi kolorektal kanserde de uzmanlar erken tanının önemine dikkat çekiyor.

Epigenetik Faktörler Görülme Yaşını Düşürüyor

Acıbadem LifeClub Sağlıklı Yaşam Hizmetleri’nden Uzm. Dr. İrem Önlen, sinsi ilerleyen hastalık hakkında şunları söyledi: “Kolorektal kanser, kalın bağırsak (kolon) ve rektumun iç yüzeyini döşeyen hücrelerde başlayan bir epitelyal malignite türüdür. Genellikle polip adı verilen iyi huylu büyümelerle başlar ve zamanla kötü huylu kanser hücrelerine dönüşebilir. Bu süreç, genetik değişikliklerin ve çevresel faktörlerin etkileşimiyle yıllar içinde gelişir.

Erkeklerde görülme sıklığı biraz daha fazladır. Bunun nedeni hormonal farklılıklar, yaşam tarzı faktörleri ve muhtemelen genetik özelliklerdir. Ancak kadınlar için de önemli bir risk söz konusudur, dolayısıyla her iki cins için de düzenli tarama çok önemlidir.

Kolorektal kanser en çok 50 yaş ve üzeri bireylerde görülür. Ancak son yıllarda 40 yaş altı kişilerde de artış gözlemlenmektedir. Bu durum, epigenetik faktörlerin yani yaşam tarzı ve çevresel faktörlerinin ve genetik yatkınlığın önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.

Yaşam tarzı faktörleri; yani nasıl beslendiğimiz, ne kadar hareket ettiğimiz, hangi toksinlere maruz kaldığımız genlerimizin nasıl çalıştığını etkileyen epigenetik değişiklikleri tetikler. Bu da bazı genlerin susturulmasına veya aşırı aktif hale gelmesine neden olur.”

Lifli Gıdalar Tüketin, İşlenmişlerden Uzak Durun!

Dengeli ve zengin beslenmenin bağırsak sağlığı açısından çok önemli olduğunun altını çizen Uzm. Dr. İrem Önlen, “Meyve, sebze, tam tahıllar ve baklagiller gibi lif açısından zengin gıdalar kolon sağlığını koruyarak kanser riskini azaltabilir. Lifli besinlerin en önemli etkisi bütirik asit kaynağı olmasıdır.

Bütirik asit, bağırsak bakterileri tarafından, diyetle alınan liflerin fermente edilmesi sonucunda üretilir. Özellikle kolon epitel hücrelerinin birincil enerji kaynağıdır ve bağırsak sağlığının korunmasında çok önemli görevler üstlenir.

Yani aslında bütirat üretimini destekleyen yiyecekler, prebiyotik lif içeren gıdalardır. Örneğin; soğutulmuş haşlanmış patates, yeşil muz, mercimek gibi dirençli nişasta içeren besinler; yulaf, arpa, çavdar gibi tam tahıllar; baklagiller; yer elması ve kuşkonmaz gibi inülin içeren sebzeler ve brokoli, karnabahar, lahana, havuç gibi lifli sebzeler.

Kırmızı Et ve İşlenmiş Et Tüketimini azaltmak gerekiyor. İşlenmiş etler (sosis, salam, pastırma vb.) ve aşırı miktarda kırmızı et tüketimi kolorektal kanser riskini artırabilir. Bunun yerine beyaz et (tavuk, balık) ve bitkisel protein kaynaklarını tercih edebilirsiniz.

Ayrıca sağlıklı yağları tercih etmek de önemli bir nokta. Trans yağlardan kaçının ve zeytinyağı, avokado gibi sağlıklı yağları tercih edin. Ayrıca omega-3 yağ asitleri içeren besinler (somon, ceviz gibi) de faydalıdır.

Risk Faktörleri Nelerdir?

Uzm. Dr. İrem Önlen, kolorektal kanserin risk faktörlerini ise şöyle açıkladı:

Sigara ve Aşırı Alkol Tüketimi: Sigara içmek, birçok kanser türü için önemli bir risk faktörüdür ve kolorektal kanser de bunlardan biridir. Aynı şekilde aşırı alkol tüketimi de kolorektal kanser riskini artırır. Alkol tüketiminizi sınırlamak ve sigara içmeyi bırakmak, kanser riskini azaltmaya yardımcı olacaktır.

Obezite: Obezite, kolorektal kanser için bir risk faktörüdür. Sağlıklı bir kiloda kalmak, kanser riskini azaltmaya yardımcı olabilir.

Hareketsiz Yaşam: Fiziksel inaktivite, hem obeziteyi hem de inflamasyonu artırır. Düzenli egzersiz gen ekpresyonlarını iyi anlamda düzenler.

Genetik Geçmiş: Ailede kolorektal kanser öyküsü bulunan kişilerde, genetik yatkınlık nedeniyle risk daha yüksek olabilir. Bu yüzden doktor kontrolü ve düzenli kolonoskopi erken tanı ve tedavi için çok kıymetlidir.

Tarama ile Önüne Geçmek Mümkün

Taramanın kolorektal kanserin önlenmesinde ve erken teşhisinde çok önemli bir rolü olduğunu ifade eden Acıbadem LifeClub doktorlarından Uzm. Dr. İrem Önlen, sözlerini şöyle noktaladı: “Amerikan Kanser Derneği ve Avrupa Birliği kılavuzlarına göre 45 yaşından itibaren her birey kolonoskopi taraması yaptırmalıdır. Eğer bir risk faktörü yoksa ve önceki kolonoskopi tamamen normalse 10 yılda bir tekrar kontrol edilmelidir.

Yüksek riskli bireylerde örneğin, ailesinde kolorektal kanser öyküsü olanlarda tarama yaşı daha erken başlar ve kolonoskopideki bulgulara göre tarama daha sık aralıklarla olur.

Kolorektal kanser genellikle belirti vermeden yavaş yavaş gelişir. Tarama sayesinde hastalık erken evrede yakalanabilir ve öncü olan polipler tespit edilip çıkarılabilir. Böylece kolorektal kanseri hiç oluşmadan önlemek mümkün hale geliyor.”