Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Muhalefet gerçekleşmeyecek pek çok vaadi gündeme getirebilir. Burada yapılacak popülist yaklaşımların ihracatımızda rekabeti ne kadar olumsuz etkileyeceğini en iyi sizler bilirsiniz” dedi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından Çırağan Sarayı’nda düzenlenen istişare toplantısına, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Enerji Bakanı Taner Yıldız, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ve TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi katıldı.
“SİZLER DÜNYADAKİ TİCARİ AKINCILARIMIZSINIZ”
Toplantıda konuşan Başbakan Erdoğan Türkiye’nin seçim döneminde kaybedecek zamanı olmadığını vurgulayarak, “Son derece dinamik bir tarihi konjonktürde yaşıyoruz. Vaktinde alınması gereken kararlarda en ufak gecikme olursa bunu telafisi mümkün olmaz. Bir ayağımızla Türkiye’nin bütün vilayetlerini dolaşıp seçimlere hazırlanırken, diğer ayağımızla özel sektörümüzle bir araya geliyoruz ve önemli kararlara öncülük ediyoruz. Dış İşleri Bakanlığı yaptığım dönemde de, sonrasında da ihracatımızın artışı bağlamında hep birinci öncelik sıralamasına koyduk. Sizler bizim dünyadaki ticari akıncılarımızsınız. Sizlerin başarısı ülkemizin ekonomik performansını arttıracak. Biz bunu seçim sonrasına erteleyebilirdik ama ertelemedik. Sizlerle istişare ederek seçim sonrasında atacağımız adımlarla ilgili de ön görüşmeleri yapmış oluyoruz” diye konuştu.
“BURADA ALINAN KARARLARIN YÜZDE 100’Ü GERÇEKLEŞECEK”
Türkiye’de güven ve istikrar ortamının devam edeceğini vurgulayan Davutoğlu, “12 yılda büyük başarılara birlikte imza alttık. Sizler bu başarıların hem şahitleri hem mimarlarısınız. Sizler olmamış olsaydınız Ankara’da alınan kararlar alanda karşılığını bulamazdı. Bu açıdan son 12 yılda Türkiye’nin makro ekonomik bütün dengeleri ihracatımızı destekleyecek bir üretim altyapısına sahip olma anlamında olağanüstü bir kapasiteye kavuştu. TİM yöneticilerinin Eylül ayında beni ziyaret ettiklerinde ele alınan konuların yüzde 60’ı bugün gerçekleşti. Bugün dile getireceğimiz hususların da yüzde 100’ü en kısa zamana gerçekleşecektir” şeklinde konuştu.
“BİZİM TEK CEVHERİMİZ İNSAN KAYNAĞIMIZ VE GİRİŞİMCİ RUH”
Başbakan Davutoğlu girişimci ruhun önemine dikkat çekerek, “İhracatçılarımızın buldukları her delikten her ürünü nasıl soktuklarını gördüğümde dedim ki ‘bu ihracatçı topluluğu ile başaramayacağımız bir iş yoktur’ Dış İşleri Bakanlığı dönemimde Avrupa’da bir Dışişleri Bakan dostum dedi ki ‘Biz hayretle takip ediyoruz. Dünya ekonomisi küçülüyor. Biz Afrika’da elçiliklerimizi kapatırken, Türkiye Afrika’da büyükelçiliklerini açıyor. Bu nasıl oluyor’ dedi. Dedim ki ‘Bizim doğal kaynaklarımız yok. Doğalgazımız petrolümüz yok. Avrupa’da kriz esnasında bir anda bize yüz milyarlar verecek yaklaşım da yok. Bizim bir cevherimiz var ki insan kaynağımız ve girişimci ruh. Biz bir tek o cevheri kullanabiliriz. Siz oturduğunuz başkentlerden dünya ekonomisine şekil veriyorsunuz ama bizim için ekonomik başarının olması için mutlaka kaynakların olduğu yere gitmemiz lazım’ Onun için nerede bir tek Türk girişimci varsa orada Türk büyükelçisi, Türk Hava Yolları ve Türkiye Devleti mevcudiyeti olacak. Bizim iş adamamız girişimcidir. Şuraya açılalım dediğinizde bavulunu alıp oraya gidip Havalimanı’nda kalan işadamlarımızdan pek çok yardım talebi aldım. Bu bizim en büyük gücümüz” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’NİN NİTELİKSEL DÖNÜŞÜME İHTİYACI VAR”
Türkiye’nin 2023 hedeflerine ilerlerken niteliksel değişime ihtiyaç duyduğunu söyleyen Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Ulaştırmada duble yollardan otoyollara geçiş, ulaştırmadan lojistiğe geçiş. Demir yollarından hızlı trene ve yüksek hızlı trene geçiş. Eğitimde öğretim ortalamasının mutlaka 15 yıla çıkartılması. Sanayimizi teknoloji yoğun bir üretim haline dönüşmesi. İhracata geldiğimizde niteliksel dönüşümün esası ihracatın katma değeri yüksek, ileri teknoloji yoğunluklu bir yapıya kavuşması. Sadece hacim olarak değil, katma değer olarak da ihracatımızın niteliksel bir dönüşüm geçirmesine önem veriyoruz. Kilogram başına 1.5 dolar olan ihracatımızın 3 dolara ve ileride 4.5 dolara çıkarılması için yoğun çalışmaya ihtiyacımız var. Sizden beklentimiz bu dönüşü sağlayacak hamleler yapmanız. Dışarıda vahşi bir rekabetin seyrettiği uluslararası konjonktür var. Dünya ekonomisi daralıyor. Bizim bu ekonomiden aldığımız payı arttırabilmemiz ancak ihracat artışımıza bağlı. 1991’de ihracat 12 milyar dolardı. 2002’de 36 milyar dolara çıkarabilmiştik, Şimdi 158 milyar dolar. 90’lı yıllarda dünya ticareti büyürken biz sadece 36 milyar dolara çıktık. Dünya ekonomisi küçülürken 158 milyar dolara çıktık. Önümüzdeki dönemde büyümenin dünyada hızlanması durumunda inşallah 500 milyar dolar hedefimiz daha kolay olacak”
“İHRAÇ ETTİĞİMİZ ÜRÜN SAYISI BİN 737”
Başbakan Davutoğlu, ihracatçıların önünü açmak için birçok çalışma yaptıklarının altını çizerek, “Rusya ile vizelerin kaldırılması kimsenin düşünebileceği bir adım değildi. İki ülke icracı bakanlıklarının bir araya geldiği bir mekanizma oluşturduk. Serbest ticaret anlaşmalarını yaygınlaştırdık. Gümrük birliği çerçevesindeki pazar genişletme faaliyetimizi diğer ülkeler yaymak konusunda olağanüstü çaba sarf ettik. İlkemiz şu sınırlarımızı siyasi bakımdan genişletmeden ekonomik pazarımızı genişletmek. Herkesin sınırına saygımız var. Ama serbest ticaret anlaşmaları ile, vize muafiyetleri ile ekonomik interlandımızı genişletmeye çalışıyoruz. Şimdi 76 ülke ile vize serbestliği var. İstiyoruz ki ihracatçımız çantasını aldığında dünyanın her köşesine seyahat edebilsin ve indiğinde Türk Büyükelçiliği’ni görebilsin. THY şu anda dünyadan en fazla noktaya uçan havayolu şirketiyse bunun arkasında sizin dünyaya açılımınızın da payı var. Siz ne talep ediyorsanız önümüzü açmak bizim için elzemdir. Bu bağlamda ihracatımız çeşitlendirilmeliyiz. Türkiye krizi aşabilmişse bunda pazarı çeşitlendirmenin payı var. Türkiye ihracat olarak Avrupa birliği pazarına bağlıydı şimdi bu oran indi. Avrupa’da krizi başladığında ufkumuzu komşu ülkeler çevirdik. Oralarda kriz başladığında Afrika’ya, Latin Amerika’ya açıldık. Çeşitliliği koruyarak artışı sürdürmeye devam ettik. Bu bağlamda gururla söylüyorum ihracatımızın 1 milyar doları aştığı ülke sayısı 2002’de 8 idi şu anda 34. 2002’de 9 üründe 1 milyar dolar sınırını aşıyorduk, şimdi ise 37. Türkiye’de ihracatta 1 milyar doları aşan şehirlerimizin sayısı 5 ten 16’ya çıkmış. Gurur verici bir rakam ihraç ettiğimiz ürün sayısın bin 737” dedi.
“İTHALATA OLAN BAĞIMLILIĞIN AZALMASINA ÖNEM VERİYORUZ”
Nitelikli dönüşüm programı çerçevesinde stratejik bir plan dahilinde çalışıldığını söyleyen Davutoğlu, “25 öncelikli dönüşüm program çerçevesinde ithalata olan bağımlılığın azaltılmasına büyük önem veriyoruz. İthalata olan bağımlılık azaldıkça cari açığımız azalacak. Bu çerçevede ileri teknoloji ürünlerinin ihracat içindeki payını yükseltmeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
“1258 EYLEMDEN 41’İNİ TAMAMLADIK”
Nitelikli dönüşüm programı çerçevesinde Aralık ayında açıklanan 1258 eylemden 41’inin tamamlandığına dikkat çeken Davutoğlu, “Mart 2015 sonu itibariyle 1258 eylemden 15’inin tamamlanmasını hesaplıyorduk. 12 eylem tamamlandı. Daha sonra tamamlanmasın düşündüğü 29 eylem de tamamlandı. Dolayısıyla bu eylemlerden 41’ini gerçekleştirmiş bulunuyoruz” açıklamasında bulundu.
“ASGARİ ÜCRET KONUSUNDA POPÜLİST YAKLAŞIMLAR İHRACATI OLUMSUZ ETKİLER”
Başbakan Davutoğlu normalde hükümetlerin seçim öncesinde uzun vadeli programlara ara verdiğini belirterek, şunları söyledi;
“Biz 8 göreve geldiğimizde 8 aylık bir hükümet programı açıklamadık. 8 yıllık bir hükümet programı açıkladık. Orta vadeli programı açıkladık. Bu programlar açıklandığında kağıt üzerinde kalmayacağını söyledik. Bu eylemlerden 41’i hayata geçirildi. Şunu ifade etmek isterim. AK Parti hükümetleri döneminde yapılan bütün programlar belli bir takvim içinde hayata geçirilmiştir. 2002’de acil eyle planıyla başlatılan ilk dönüşümler meyvelerini verdi. Şimdi biz yeni Türkiye inşa faaliyetinde hem ekonominin bütününde, hem ihracat alanında yapısal bir değişime önem veriyoruz. Hiçbir konuda aylık ve seçime ayarlı perspektifte bakmadık. İki seçim yaşadık. Etrafımızda büyük kırılmalar yaşanıyor. İhracat pazarımız olan 6 ülkede kamu düzeni yok olmuş durumda. Buna rağmen siz oraya giriyor ve ihracat yapıyorsunuz. Buna rağmen Türkiye Cumhuriyeti bu istikrarsız ülkeler arasında bir istikrar adası olma hüviyetini sürdürüyor. Hükümetlerin kısa dönemli seçim programı uygulama lüksü yok. Muhalefet gerçekleşmeyecek pek çok vaadi gündeme getirebilir. Asgari ücret üzerinde yapılan tartışmalara doğrusu ihracatçılarımızın da rasyonel ekonomi bağlamında ışık verici şekilde yorum getirmelerine ihtiyaç duyuluyor. Asgari ücret işverenlerle işçilerin bir araya gelerek kamunun da bulunduğu bir ortamda optimum bir noktada belirlenmeye çalışılır. Burada yapılacak popülist yaklaşımların ihracatımızda rekabeti ne kadar olumsuz etkileyeceğini en iyi sizler bilirsiniz. Böyle bir dönemde Türkiye’nin orta ve uzun dönem hedeflerinde taviz vermeden, rasyonel politikalarla geleceği planlayacağından şüpheniz olmasın. Söz havada kalmayacak, kayda geçecek. Kayıt defterde kalmayacak hükümet programlarına geçecek. Burada zikredilen hususlar da mutlaka uygulamaya geçecek. Türkiye sizin de desteği ile inşallah 500 milyar dolar ihracata ulaşarak ve dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girecek”
