AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, “Bugün artık biz Avrupa Birliği’ne ekonomik imkanlardan yararlanmak için girmiyoruz. Çünkü AB’nin 22 ülkesinden çok daha iyi ekonomik şartlara sahip bir Türkiye’den bahsediyoruz” dedi.
AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Konya’da, Avrupa Birliği’ne üyelik süreci ve Türkiye’nin Yeni AB Stratejisi konulu sivil toplumla diyalog toplantısına katıldı. Dedeman Otel’de düzenlenen toplantıya Konya Valisi Muammer Erol, AB Müzakere Müsteşarı Rauf Engin Soysal, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek ve çok sayıda STK temsilcisi katıldı.
Toplantıda konuşan Bakan Bozkır, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecinde çok şey kazandığını ifade etti. Öncelikle demokratik süreçte atılan adımların Avrupa Birliği süreci olmadan kolay atılamayacağını kaydeden Bozkır, “Bugüne kadar iki bin yasamızda değişiklik yapıldı. Anayasamızın üçte ikisi değişti. Yeni bir medeni kanunumuz, yeni bir ceza kanunumuz, borçlar kanunumuz, ticaret kanunumuz var. 1980 askeri darbesinin sonrasında bu darbe anayasasıyla birlikte getirilen özgürlüklere imkan veren değil ama özgürlüklere kontrol getirme temayülünde olan bütün düzenlemeler aslında bugün hemen hemen değişmiş vaziyette ama bu süreçte Avrupa Birliği kelimesi olmasaydı bu demokratik reformların yapılması son derece güçtü” diye konuştu.
"AB ÜYESİ 22 ÜLKEDEN DAHA İYİ EKONOMİK ŞARTLARA SAHİBİZ"
Türkiye’nin AK Parti iktidarı döneminde zincirlerini kırdığını ifade eden Bakan Bozkır, konuşmasına şöyle devam etti:
“Türkiye zincirlerini kırabildiği için ve bu demokratik reformları yapabildiği için ekonomik istikrar ortaya çıktı ve bugün Türkiye dünyanın sayılı ekonomik güçlerinden biri haline gelebildi. Bütün rakamları üçe katlamış bir Türkiye mümkün olabildi. 1963 Ankara Antlaşması imzalandığında 400 dolar kişi başına milli geliri olan, 7 üniversitesi olan, 8 milyon dolar turizm geliri olan ve 1 milyar dolar ticaret hacmi olan bir Türkiye’den, 10 yıl önceki 2 bin 500 kişi başı milli geliri olan, 30 milyar dolar ihracatı olan, 75 üniversitesi olan ve 250 milyar dolarlık bir Türkiye’den, bugünün 830 milyar dolar milli geliri olan 11 bin 500 dolar kişi başına milli geliri olan 30 milyarın üzerinde turizm geliri, 170 milyar doların üzerinde ihracatı olan bir ülke haline geldik. Şimdi demokratik reform ve ekonomik istikrar bir araya gelince tabiatıyla Avrupa Birliği’ne olan bakışımız bugün çok başka yerlerde. Bugün artık biz Avrupa Birliği’ne para kazanmak için, ekonomik imkanlardan yararlanmak için girmiyoruz. Öyle bir arzumuz da artık yok. Çünkü bugün girsek Avrupa Birliği’nin 28 ülkesi içinde 22’sinden çok daha iyi ekonomik şartlara sahip bir Türkiye’den bahsediyoruz. Ama niçin Avrupa Birliği sürecini devam ettirmek istiyoruz? Çünkü 2023 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılını kutlarken inşallah 500 milyar dolarlık bir ihracattan 2 trilyon dolarlık bir Türkiye’den 25 bin dolar kişi başına milli gelirden bahsederken aynı zamanda Avrupa Birliği sürecinin bize sağlayacağı demokrasimizin daha iyi olması, çevre konusunda olsun, gıda konusu güvenliğinde olsun, eğitim ve sosyal haklarda olsun çok daha iyi bir Türkiye’nin olmasını arzu ettiğimiz için burada bulunuyoruz. Ve bütün bu konularda Türkiye artık çok uzun zamandır çalışarak belli bir noktaya gelmiştir ve inşallah 2-3 sene içinde biz Türkiye’yi müktesebat bakımından olsun, uygulamalar bakımından olsun Avrupa Birliği’nin aynı seviyesine getirmeyi arzuluyoruz ve bunu başaracağımıza olan inancımız da sizlerle böyle bir araya geldikçe de iyice güçleniyor.”
"BENİM SOYADIM BOZKIR, KONYA’NIN BOZKIRIDIR"
Bakan Bozkır konuşmasının sonunda soyadının Bozkır olmasının nedenini açıklayarak salonda bulunanlardan kendisini hemşehrileri olarak kabul etmesini istedi. Bakan Bozkır, soyadının Bozkır olduğunu belirterek "Bozkır Konya’nın Bozkırı’dır. Babam burada askerlik yaparken soyadı kanunu çıkmış ve Bozkır soyadını o Bozkır’dan almış. Beni kabul ederseniz hemşehrinizim, çok da mutlu olurum" şeklinde konuştu.
Akşehir Yörük ve Türkmenler Derneği üyeleri tarafından Bakan Bozkır’a yörük şalı ve tersine işleyen Nasreddin Hoca saati hediye edilmesinin ardından toplantı basına kapalı olarak soru-cevap şeklinde devam etti.
